Cuma, Haziran 18, 2004

Kara Paraya Karşı Uluslararası İmza


Türkiye, Avrupa Konseyi'nin 1990 yılında imzaya açtığı sözleşmeyi 14 yıl gecikmeyle onayladı:
Kaynak:
Radikal

Pazartesi, Haziran 14, 2004

GAZETECİLER SENDİKASI’NDAN YENİ ‘BASIN YASASI’NA İTİRAZ


TGS İzmir Şubesi'nin Olağan Genel Kurulu'nda bir bildiri yayınlanarak, yeni basın yasasının çalışanlyarın haklarının korunması için yeterli olmayacağı ifade edildi.


TGS İzmir Şubesi'nin Genel Kurulu'nda oy birliğiyle kabul edilen sonuç bildirisinde, özetle şu görüşlere yer verildi:
"Bazı maddelerinde çekincelerimiz olmakla birlikte, TBMM'de kabul edilen yeni Basın Kanunu'nun, daha özgürlükçü bir ortam yaratacağını umuyoruz. Ancak gazetecinin iş güvencesine sahip olmadığı, sendikasızlaştırmanın hala geçerliliğini sürdürdüğü, kısacası basın çalışanının, editoryal bağımsızlık da dahil işverenler karşısında tam anlamıyla özgürleşemediği bir ortamda, yeni Basın Kanunu'nun sağlayacağı hakların da yeterli olmayacağı kanısındayız.
1990'lı yıllardan başlayarak bilinçli bir biçimde sendikal haklardan, sendikal örgütlenmeden ve dolayısıyla iş güvencesinden yoksun bırakılan basın emekçilerinin, medya sahipleri ile onların sözcülüğünü yapan yöneticilerin tüm baskılarına rağmen editoryal bağımsızlıktan ödün vermeden çalışma gayretlerini sürdürmesini ise saygıyla karşılıyoruz.
AB üyeliği sürecinde kendimize hedef seçtiğimiz ülkelerde tekelleşme eğilimlerine karşı önlemler alınmaya çalışılırken, ülkemizde de medya sahiplerinin basın dışı ticaretle ilişkilerinin kesilmesi, mutlaka zorunluluk haline gelmiştir.
Bu amaç doğrultusunda yapılacak yasal düzenlemelerin yaşama geçirilmesinde, tüm basın emekçilerini sendikaya destek olmaya ve TGS çatısı altında örgütlenmeye çağırıyoruz."

Cuma, Haziran 11, 2004

Hapishaneler bir yandan boşalırken...


Haluk Şahin



Türkiye'nin ne kadar değiştiğine bir kanıt daha: Dün yeni Basın Kanunu Meclis'te kabul edildi ve haberi gazetelerin çoğunun birinci sayfasına bile giremedi.
Oysa bir zamanlar manşetlerde Basın Kanunu'ndaki değişikliklerle ilgili haberlerden geçilmezdi. Demek ki, Basın Kanunu konusu görece önemsizleşmiş, gündemden düşmüş.
Bunun iyi yanları da var, kötü yanları da: İyi yanı, devlet ile basın arasındaki ilişkilerin demokratik düzen için normal sayılan bir düzleme oturmaya başladığını gösteriyor. Bunda son 15 yıl içinde Avrupa normlarına uymak amacıyla yapılan değişikliklerin büyük rolü var.
Son yasa da bu uyum çabasının son halkası olarak görülüyor ve basın kuruluşlarından geçer not alıyor.
1950'li, 70'li, 80'li yılların tersine, Türkiye'de basının sorunlarının ana kaynağı artık devlet değil, kendisi. Sahiplik yapısı, aşırı rekabet ortamında azan etik ihlalleri, çıkar çatışmaları...
Kötü yanı ise her şeyin güllük gülistanlık olduğu sanrısına kapılma tehlikesi. Yeni kanun eskisine göre daha ileri hükümler getirmesine karşın yine de bazı tehlikeler devam ediyor.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi'nin hafta başında yaptığı basın toplantısında dikkatleri çektiği gibi, yeni yasanın zayıf noktalarından birisi düzeltme ve cevap hakkının kullanılmaması halinde gazetelere verilecek para cezalarının ağırlığı (10 milyar TL.'den 150 milyar TL.'ye).
Düzeltme ve cevap hakkı, medyanın bu denli etkili ve baskın olduğu bir dönemde çok önemli bir yurttaşlık hakkıdır ve elbette güvence altına alınmalıdır. Ancak, bu güvenceye sadece basına yüklenerek ulaşılacağını sanmak tehlikeli bir yanılgıdır.
Meslek hayatım boyunca ve özellikle son yıllarda bu hakkın mahkemeler tarafından kötüye kullanıldığını birçok kez gördüm. Doğru olduğunu bildiğimiz ve tüm delilleriyle kanıtladığımız haberlerden tekzip yedik, çünkü itiraz sahibi hâkimini bulmuştu.
Ekşi'nin de belirttiği gibi, mahkemeleri görevlerini gereğine uygun şekilde yapacak noktaya getirmeden yapılan düzenleme ileride büyük adaletsizliklere yol açacaktır.
Özellikle taşrada pek çok gazetecinin bu madde nedeniyle hapislere düşmesi kaçınılmazdır. Yasanın daha hafif cezalar öngören eski haliyle bile öyleydi.
İşte Basın Konseyi Başkanı Ekşi'nin verdiği üç örnek
Bizim Kocaeli gazetesinin valilikten gelen bir tekzibi yanlış yerde yayımlamasıyla ilgili davalar sonucu 'ön ödeme' ile karşılaması gereken cezalar 300 milyarı buluyor.
Ardahan'ın Göle ilçesinde haftada iki gün yayımlanan Yeşil Göle gazetesine de kaymakamın gönderdiği tekzip metnini usulüne uygun olarak yayınlamadığı gerekçesiyle tebliğ edilen 'ön ödeme' miktarı 90 milyar lira dolayında.
Gene Ardahan'da çıkan Kuzeydoğu Anadolu gazetesi yazıişleri müdürüne aynı nedenle yapılan 'ön ödeme' tebligatı 150 milyar lira. Tebligat yapılan gazeteci Fakir Yılmaz "Bunu ancak hapis yatarak ödeyebilirim," diyor.
Yeni yasayla cezalar arttığına göre bu rakkamlar daha da büyüyecektir.
Bu işte bir yanlışlık var. DEP'lilerin hapisten çıkışının demokratikleşme işareti olarak değerlendirildiği şu dönemde gazetecilere hapis yolu gözüküyor!
Kaynak: Radikal, 11 Haziran 2004

Salı, Haziran 08, 2004

Kişisel Verilerin Korunması ile ilgili Kanun Tasarısına tepkiler...


Kişisel Verilerin Korunması ile ilgili Kanun Tasarısı tepkiyle karşılandı... Adalet Bakanı Çiçek, "Fişleme aklımızdan geçmedi" diyor.
Bu konudaki tepkileri yakından izleyenlerden bir de i-medya! Konuyu bir hukuk grubuna inceletiyor...

Cumartesi, Haziran 05, 2004

Bilgi Edinme Hakkı Eğitim Seminerleri...


Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Merkezi İstanbul (4 Haziran), Ankara (5 Haziran) ve Diyarbakır'da (6 Haziran) seminerler yapıyor. Sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve uygulamacıların davet edildiği seminerler Av. Fikret İlkiz (İvHP), Dr. Yaman Akdeniz (Siber Haklar-Siber Özgürlükler) ve "Article 19" kuruluşunun temsilcisi Louitgard Hammerer'in sunumları, tartışma ve soru/cevap formatında sürüyor...

İstanbul Seminerinden görüntüler:

Hammerer, Akdeniz, İlkiz...
(Diğer görseller için burayı tıklayınız!)

Perşembe, Haziran 03, 2004

Romanya'da Yaz Okulu


"How To Protect IP in the Digital Age?"
22nd August-3rd September 2004