Pazar, Aralık 04, 2011

BİZ AŞAĞIDA İMZASI BULUNANLAR VE SAYIN TANİLLİ


Fikret İLKİZ

Aydınlanmanın, insan haklarının ve demokrasinin savunucusu hocamız Server Tanilli’yi kaybettik. Yolumuzu aydınlatan bir bilim insanının, bir bilgenin hepimize örnek hayatının altında Sayın Server Tanilli’nin imzası vardır.

İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler akademisi Şişli İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu öğretim üyeleri tarafından “Doç.Dr. Server Tanilli’nin “Uygarlık Tarihi” isimli eserinin ders kitabı olarak okutulmasının ne kadar yararlı olacağı konusundaki kararın altında Prof.Dr. Reşat Kaynar, Prof.Dr. Süleyman Barda, Prof.Dr, Vakur Versan imzaları vardır (22 Mayıs 1973).

Doç.Dr. Server Tanilli imzalı “ Uygarlık Tarihi Ders Notları” aydınlanmanın, kilometre taşlarındandır.

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, İstanbul Cumhuriyet Savcılığının 3.4.1975 tarih ve 1975/88 Mv. sayılı yazısı üzerine “Uygarlık Tarihi” adlı ders notlarında komünizm propagandası yaptığı, öğrencileri Marksist eylemlerde teşvik ve tahrik ettiği ihbar ve iddialarını araştırmak üzere Sayın Prof.Dr. Nurullah Kunter”i soruşturmacı tayin eder. Bu yazının altında Rektör Prof.Dr. Haluk Alp imzası vardır.

Bu dosyada Server Tanilli’nin kitabı hakkındaki bilinmeye değer görüşü” ile “…Ceza Kanunu’nun 142 inci maddesinde öngörülen bir suç hür demokratik düzen aleyhine işlenmesi ve Devlet Güvenliğini doğrudan doğruya ilgilendirmesi sebebiyle (…) gereği yapılmak üzere” dosyanın İstanbul DGM’ye gönderilmesine “karar” verilen 22.09.1975 tarihli yazının altındaki imza Soruşturmacı Prof.Dr. Nurullah Kunter’e aittir.

Prof.Dr. Nurullah Kunter imzalı yazıya göre kitapta komünizm propagandası yapılmıştır.

Yine bilinmeye değer olan Sayın Tanilli hakkında komünizm propagandası yapıldığı iddiasıyla dava açan iddianamedir.  “Ders notlarını bütünüyle inceleyen, tetkikle görevli Prof.Dr. Nurullah Kunter’in Karar Raporu ise ilmi açıdan doyurucu ve detaylı görülmüş olup, ilmi değeri olduğundan şüphe götürmeyen bu rapordan sonra bir bilirkişi tetkikatına dahi lüzum görülmemiştir” görüşüyle aynen katıldıkları Sayın Profesörün kararından aldıkları pasajlarla yazılan iddianame altında Sayın Taylan A. Erimer (Hâkim Kd. Binbaşı İstanbul DGM Cumhuriyet Savcı Yardımcısı) imzası vardır.

Bu yazıda imzası bulunan ben, bir zamanlar için “ne yapalım o zamanlar öyleydi” diyenlere diyorum ki; hayatlarınızdan çekildikten sonra çağınıza ve bu topluma karşı olan sorumluluğunuzu nasıl yerine getirdiğinizi anlatan görüşleriniz ve altındaki imzalarınızdır.
Sizden geriye kalan hayat, bundan ibarettir.
Bu dosyada bulunan “anılmaya değer” bir görüşe göre; “Uygarlık Tarihi” adlı eserin, propaganda unsuru taşımadığını belirten beş bilim insanı profesör ise incelemeleri şöyle bitiriyordu:  “Sözlerimize son verirken, Türkiye’mizde anlamamakta hala ısrar edilen şu önemli noktayı bir kez daha vurgulamak istiyoruz: Olayları bilimsel şekilde açıklama çabası ile TCK. M. 142 arasında hiçbir bağıntı yoktur. Bu yol bir kere açılırsa, sosyal bilimlere mensup hiçbir bilim adamı, sosyal olayları açıklamaya cesaret edemeyecek ve bizzat bu olay Türkiye'de ilmin gelişmesini önleyecek ve bu açıklamalar yapılmış olsaydı alınacak politik tedbirlerin gecikmesine yol açacaktır. Bundan zarar görecek olan da toplumun kendisi olacaktır. Diğer yandan, bir üniversite öğretim üyesi, bilimsel yöntemler karşısında dilediği biçimde seçim yapmakta özgürdür. Bilimsel objektiflik açısından eleştiriye açık olan taraf, seçilen yöntem değil, yöntemin uygulanmasının başarı derecesi olabilir ki, bu konu da yargı mercilerinin değil, akademik çevrelerin işidir” (16 Mart 1976). Bu bilimsel görüş altında ise; Prof. Macit Gökberk, Prof.Dr. C.O Tütengil, Prof. Dr. Berna Moran, Prof.Dr. Nuri Karacan ve Prof.Dr. Öztekin Tosun imzaları vardı.  
               
30 Eylül 1976 tarihinde Doç.Dr. Server Tanilli İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi önünde yaptığı savunmada…

Doğrudur veya yanlıştır, taraftar olunur veya olunmaz, bir bilim adamı olarak kabul ettiğim metot, görüş ve düşüncelerimden dolayı kime karşı sorumluyum? Yaşadığım çağa ve topluma karşı. 


Ya Mahkemelere? Asla. (…) Bilim adamı, seçtiği metoddan dolayı yaşadığı topluma karşı da sorumludur. Bilim adamının mahkemelere karşı sorumluluğu var mıdır? (…) Hayır. Bilim adamı, bilimsel görevini yerine getirirken, mahkemelere karşı hesap vermez. Böyle bir yol tutulursa, o toplumda hem bilim ilerleyemez, hem de tarihte çok acı örneklerini gördüğümüz büyük yanlışlıklar yapılmış olur mahkemelerce; giderek, adalet ağır yaralar alır.”

İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda  “anılmaya değer” bir beraat kararı verdi (1977/294 Esas, 1978/62 Karar ve 31.03.1978 tarihli karar). Kararın altında Başkan Yargıç Naci Tanverdi, Üye Yargıç Lamia Onat, Üye Yargıç A.Nuran Tosun’un imzaları var.

Bütün bu yazılanlar kitap oldu (Bir Bilim Adamının Savunması. Emin Değer. Birinci bası Eylül 1978.  Geliri ise Tanilli’nin tedavisi için açılan fona yatırıldı.

Server Tanilli’nin “Uygarlık Tarihi” ders notlarında ileri sürülen düşünce ve tahlilleri aynen paylaşıp paylaşmadıkları meselesinden ayrı olarak;  “…bu bilimsel eseri kendi eserimizcesine imzalamayı demokrasinin düşün ve bilim özgürlüklerinin ve akademik özgürlüklerin savunulması adına görev biliriz” diyen 774 aydın, Tanilli’nin yargılanmasını kınayan ve 21 Mart 1976 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir bildiri imzaladılar.
Bu bildirinin girişinde; “Biz aşağıda imzaları bulunan kişiler, demokrasinin ve özgürlüklerin savunulmasında ortak sorumluluğumuz olduğu inancıyla,” yazıyordu.
Sayın Prof.Dr. Server Tanilli, ışıklar içinde yat.